Sokak arasında, arsada futbol oynamak, futbol romantizminde “Romeo ve Juliet” devrini temsil ediyorsa, yağmurda açık halı sahada oynamak da en azından bir “Batı Yakasının Hikayesi” eder. Modern zamanların Türk Telekom Arena’sı olduğu düşünülürken derme çatma bir Ali Sam Yen havasına bürünen Londra Camping Arena’nın yarı kapalı halı sahasında oynanan maç, tam değilse de yarım bir “Batı Yakasının Hikayesi” sayılır. Yağan kar altında futbol oynamanın keyfini hatırlayanlara hafif de gelse açık tavandan sızan yağmur damlaları güzel bir oyun için oldukça davetkar görünüyordu.
Batı Yakası
Cengiz Üstünel***- Ali Rıza** - Adem**- Özgün****- Emre Saklıca*** Selahattin*** İbrahim???
Karşıyaka
Erdinç**** - Murat Ovalı**** - Murat Sabuncu**- Bertan** - Şükrü** - Çağrı*** Emre Saklıca???
Batı Yakası oyunu rakip yarı sahaya yığarak agresif bir açılış yaptı. Karşıyakalılar bu baskıya direnirken bir kontratakla ilk golü bulan taraf oldular. İki takımın bu oyun tarzı, maçın ilk yarısının genel karakterini yansıtıyordu. Batı Yakası, savunmasını orta sahaya kadar çıkarıp Karşıyaka’nın üstüne gidiyor, günündeki Özgün’le goller bulurken Karşıyaka kaptığı topları hızla rakip alana aktarıyor, Erdinç ve Murat Ovalı’yla bu gollere karşılık veriyordu. Erdinç’in kaleci İbrahim’in de yardımıyla kornerden doğrudan attığı gol, bu şablona uymasa da bu dönemde gelen gollerden biri oldu.
Maçın 10. dakikasında İbrahim, herhalde iyi ısınmadığından olacak, bir pozisyonda darbe almadan kendini sakatladı (kulüp doktorlarından resmi bir açıklama alamadık, lifi atmış diye bir söylenti var), sonra yürüyerekve acı çekerek oynamaya çalıştıysa, takıma ve kendisine yarardan çok zarar vereceğini anlayınca, oyundan çıktı. Yedek kulübesinde oyuna girecek oyuncu olmadığından (Emre Koskuoğlu sadece seyirciydi) Batı Yakası, maç içinde hemen Karşıyaka’dan Emre Saklıca’yı transfer etti. Bu arada İbrahim’in en iyi oynadığı mevkinin kale arkası olduğu tescillenmiş oldu, çünkü doğrusu kalenin önündeyken de kendisine atılan golleri seyretmekten başka pek bir şey yaptığı yoktu.
Oyun genelde dengeli biçimde devam etti. İkinci yarıda Erdinç, Murat Ovalı ve Çağrının hücum organizasyonları ibrenin Karşıyaka tarafına dönmesini sağladı. Bu oyuncular rol paylaşımını dengeli yaparak savunmaya da yardım ettiler. Şükrü, Bertan ve Murat Sabuncu da tüm güçlerini sahaya yansıtmaya çalıştılar. Ancak, oyuncu sayısının eksikliği maçın sonlarına doğru hissedilmeye başlandı. Karşıyaka oyuncuları geri dönememeye başlayınca savunmada daha çok açık verdiler. Cengiz Üstünel ve Özgün oluşan boşlukları iyi değerlendirdiler. Batı Yakasında Cüneyt, Selahattin ve Emre Saklıca etkili biçimde hücuma destek oldular ve goller attılar. Ali Rıza daha çok savunmayı toparlarken, biraz dağınık oynayan Adem de uzaktan attığı iki golle kendini affettirdi.
Maçın sonunda az farkla gülen taraf Batı Yakası oldu. Ama aslında yağan yağmurda iki takım da beraber ıslandılar.
İyi oynamak isteyen iyi oynasın, ıslanmak isteyense yeni açıkta oynasın.
İbrahim ÇULHAOĞLU
1 yorum:
İbrahim Bey elinize saglık yıne sanatsal ve guzel bır yazı olmuş.
Ama bır noktada katılmıyorum size, bız sızı saha kenarında degıl ,saha ıcınde daha cok sevıyoruz, kendınıze haksızlık etmeyın lutfen :) bu arada tekrar gecmıs olsun.
Murat Ovalı
Yorum Gönder