“Avrupa Avrupa duy sesimizi” bir zamanlar takımlarımızın Avrupa kupalarındaki maçlarında ve milli maçlarda popüler olan bir tezahürattı. Tanju Çolak, Yusuf Altıntaş’ın boş kaleye atmayıp kendisine attırdığı golle Metin Oktay’ın gol rekorunu kırdığı sezon, altın ayakkabı ödülünü kazanmış, ödül töreninde spikerin birkaç dilde sorduğu sorulara yanıt veremeyince gazetelerde (o zamanlar internet filan yoktu tabii, twitter miwitter hak getire ) “Avrupa’ya gittik, ama Avrupa sesimizi duyamadı” gibi yorumlar çıkmıştı. Avrupa’nın sesimizi duymasına, Avrupa’nın ne kadar ihtiyacı olduğu ya da bize ne kadargerekli olduğu mevzularını dile getiren olmuş muydu bilmiyorum. Kendi topraklarımızda yetiştirip Avrupa’ya gönderdiğimiz futbolcu ve teknik direktörlerin sayısı çok fazla olmasa da, sesimizi duymayan Avrupa’dan bolca futbolcu ve teknik direktör getirerek sesimizi yine onlara duyurmaya çalıştık. Bu arada Jupp Derwall gibi gerçekten futbolumuzun rengini değiştiren (o dönem büyük takımlarımızın toprak sahada antrenman yaptığı ve çim sahaya benzer yeşillikler üzerinde lig maçları oynadığı bir dönemdi) saygın isimler ülkemize gelmişti. Gordon Milne, Tony Schumacher, Jean-Marie Pfaff, Löw, Hiddink, Hagi, Anelka, Rijkaard, Schuster ülkemize gelmize gelip iz bırakmaya fırsat bulan veya bulamayan Avrupalılardan belki ilke akla gelenleridir.
Efendim, dün geceye dönecek olursak, sonbaharın ilk soğuklarının iliklerde hissedilmeye başlandığı bir ekim akşamında Avrupa Fatihleri ile Mevlana Öz Tamandua Spor, Londra Camping Arena’da karşı karşıya geldi.
Avrupa Fatihleri
Cengiz Üstünel **** Metin * Bertan *** Şükrü ** İbrahim *** Cüneyt ** Özgün **
Mevlana Öz Tamandua Spor
Özcan Dönmez ** Erdinç **** Murat Ovalı ** Çağrı *** Adem ** Ali Rıza ** Emre Saklıca **
Avrupa Fatihleri, zihniyet değişikliğini ikinci plana atıp Avrupa’dan flaş transferler yaparak başarı kazanmak peşindeydi. Paris Saint-Germain’den yıldız futbolcu Metin Mert’i kadrosuna katarak “”mutlak galibiyet” parolasıyla maça çıkmışlardı. Fatihler, gayet hızlı başlayarak gol yemeden dört farklı üstünlüğe ulaştılar. Özgün düzgün vuruşlarla kaleciyi avlıyor, Cengiz Üstünel attığı çalımlarla adeta slalom yaparak futbol resitali sunuyordu. Şükrü, Metin Mert ve Bertan’dan oluşan savunma, disiplinli oynuyor, hücuma destek verirken rakip forvetlere geçit vermiyordu.
Öz Tamandualarsa henüz son sözlerini söylememişlerdi. Ali Rıza, Özgün’ü durmanın bir yolunu bulmuş, Çağrı kaleyi gole kapatmıştı. Öz Tamandualar, Özcan Dönmez’in liderliğinde oyunu rakip sahaya taşımaya başlamışlardı. Öte yandan, Avrupa Fatihlerinde savunma disiplini ve hücum etkinliği kaybolmaya yüz tutmuştu. Şükrü, Fatihlerin savunmada ayakta kalan ismiydi. Şükrü, Özcan Dönmez’i durdurmaya çalışırken oluşan boşlukları değerlendirmede Tamandua forvetleri önceleri çok etkili görünmediler, daha çok rakip kaleciye antrenman yaptırır gibiydiler. Ancak, Erdinç’in uzun füzeleri maçın düğümünü çözdü. Fatihler, Metin Mert’in şutlarıyla maça tutunmaya çalıştılarsa da Murat Ovalı’nın kaleciden dönen topunu kaleye yuvarlayan Çağrı son sözü söylemiş oldu.
Avrupa Fatihleri, yalnızca flaş futbolcu transferiyle nereye kadar gidilebileceğini gördüler mi acaba? Kalbiyle oynayan Anadolu çocukları, kalplerinin yanına biraz Avrupa zihniyeti ekleyerek daha başarılı olabilirler mi dersiniz? Bakalım Londra’nın futbol anlayışı bir gün Londra Camping Arena’ya da uğracak mı? Mesela, Arsenal alt yapısından yetişip en son Fransa Liginde boy gösteren Şehzat Sümer’in gelişi gidişatı değiştirecek mi?
Bu arada, geçen haftaki sakatlığının etkisinden tam olarak kurtulamadığı gözlenen İbrahim’in sakatlığının nüksettiği ve sahalardan iki hafta uzak kalacağı öğrenildi. Doktorların yoğun tedavi programıyla ikinci maça yetiştirmeye çalışacakları gelen duyumlar arasında. Ayrıca sahalardan bir buçuk ay uzak kalacağı açıklanan Emre Koskuoğlu, yağmur soğuk demeden arkadaşlarını desteklemeye devam ederek takdir topladı. Emre’nin haftaya düz koşulara başlayacağı haberi, taraftarlar arasında çoşkuyla karşılandı.
İyi oynayanlar, iyi oynamaya devam etsin, iyi oymayanlar da bir gün iyi oynarlar herhalde. Hepimizin de ilkokuldan hatırladığı gibi, “Çalışan kazanır, elması kızarır.”
İbrahim ÇULHAOĞLU
3 yorum:
sayın çulhaoğlu,
maçta kalede çok üzmüşler seni.
seni üzeni ben de üzerim.
sevgiler.
Onur Soner Aydın
ibrahım bey ellerınıze saglık.
5-0 dan mac almak muthıs oldu.
ozcan ustadımla mac ıcıersınde burger kıng ın tatlı acı sosu mısali hem oynadık hem tartışıp durduk.
ama o benı anlıyor ben ınanıyorum.
bu arada bız kucuk tamandualar da yazı yazmak ıstıyoruz :))
ıbrahım bey ın sanatsal yazılarının yanına yaklasamaz tabı kı orası ayrı.
Yorum Gönder