GENÇLİK BAŞIMDA DUMAN
Uzun bir aradan sonra ilk defa hava ve zemin şartlarının futbola uygun olduğu ılık bir İstanbul akşamında yeni topları eşliğinde buluşan DTS’liler, Çobançeşme Arena’nın yeşil polyesterine kadroların temel taşı Özcan Dönmez’den yoksun olarak çıkmıştı. Takımların orta yuvarlak etrafında “Gençler” ve “Daha Az Gençler” olarak ayrılmasıyla birlikte DTS ligi tarihinde belki de ilk defa Tamandua – Karınca çekişmesini tam anlamıyla sahaya yansıtacak kadrolar şu şekilde oluştu:
Tamandualar:
Cengiz*** / Metin*** / Erdinç*** / Ergün*** / A. Rıza*** / Özgün*** / İbrahim*** / M. Sabuncu***
Karıncalar:
Bertan** / M. Ovalı*** / Çağrı*** / Emre** / Şükrü** / Köksal*** / Nesim** / Mücahit**
Maçın başından itibaren iyi organize olan Tamanduaların hatlar arası dengeyi de oturtması ile birlikte Cengiz Bey’in şık asistleri eşliğinde (evet.. doğru okudunuz!) ilk goller geldi. Bundan sonra da kurduğu dengeli oyunu maçın bütününe yayan Tamandualar, zaman zaman devreye giren şans faktörünün de etkisiyle farklı galibiyete uzandı. Tabi ki bir tarafın şansı her zamanki gibi diğer tarafın şanssızlığından kaynaklanıyordu ve bu sadece şanssızlıktan ibaret olsa Karıncalar daha normal bir yenilgi alarak sahayı terk edecekti; fakat şanssızlık Mehmet Ali Erbil’in programlarında yarışmacılara “Evde sular mı kesik?” diyerek takıldığı boyutta olunca, yer yer maça 5 dakikalık abdest molası verilmesi gündeme geldi. Topun bir takımı sevmemesi denilen hadise bu olsa gerekti. Karıncalar özellikle M. Ovalı ve Çağrı Beylerin bütün çabalarına rağmen içlerine Guiza girmişçesine bir türlü çerçeveyi tutturamadılar. Son pozisyonda Emre Bey’nin çektiği ve direkten dışarı çıkan pozisyon sonrasında Ergün Bey’in “Yahu şu topa bi türlü şöyle vuramadınız” diyerek kendi kalesine çektiği şutun da dışarı çıkması Karıncaların bu genel şanssızlığını özetler gibiydi.
Ama bu durum Karıncalar’ın maçı kaybetmesine neden olan dosyanın sadece kapağıydı aslında. Liderden yoksun takımda Mücahit Bey’in organize etmeye çalıştığı Karıncalar bir türlü hatlarını oturtamadı ve sahanın yüzde yüz gereği olan geri dönüşlerde başarılı olamadılar, yani ters ama doğru bir tabirle ifade edersek ileride azalamadılar. Karıncaların attığı gollerin kaleyi bulan şutlara oranının bu kadar düşük kalmasında Tamanduaların defansının zaman zaman 50 cm bandına kadar düşürdüğü kademe anlayışı ve Ergün Bey’in kaleye ördüğü etten duvar da etkili oldu. Ard arda kaçan goller sonrasında da Tamandua defansı adeta Kanije savunmasına dönüşmüştü. İleride de başta Metin Bey’in kurduğu verimli oyun ile Erdinç Bey’in ön libero kavramını tanımlayan yerinde çıkışları sayesinde Tamandualar haklı ve farklı galibiyete uzandılar. Maçın unutulmaz anları arasında ise şüphesiz Erdinç Bey’le Ergün Bey’in el ele Tamandua kalesine bıraktıkları gol birinci sırada yer aldı.
Genel olarak maça bakıldığında, maçın oynandığı güzel hava şartlarına uygun şekilde ter atmaya yönelik, pozisyon açısından zengin fakat oyun kalitesi açısından vasatın biraz üzerinde bir oyunun ortaya çıktığı gözlemlendi.
Emeği geçen herkesi tebrik ediyor ve “futbol ve sevgiyle kalmanızı” diliyorum.
Murat SABUNCU
1 yorum:
Muratcığım, güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık diyelim, ama suya ve sabuna yeteri kadar dokunma konusunda itinalı bir davranış sergilediğini, Çobançeşme Arena yerine ÇOBANÇEŞME ÇAYIR'ı mı deseydik. Birde bu abdest konusuna takılmış durumdayım, doğada bu işleri hiç olmazsa TEYEMMÜM ile yöntemiyle çözmek daha kolay olmaz mı?
Özcan DÖNMEZ
Yorum Gönder