1 Kasım 2010 Pazartesi

OMEN DiYEYİM...



2010-2011 sezonuna kadro sıkıntısıyla başlayan DTS liginin 3. haftasında, maçın kaderini değiştirebilecek iki isim olan Metin Mert ve Şehzat Sümer’in yokluğunda kurulmak zorunda kalan takım kadroları bir iki son dakika değişikliğinden sonra şöyle şekillendi:

 “Tamandualar”
Özcan / Cengiz / Ali Rıza / Şükrü / Köksal / Cüneyt / Özgün
“Karıncalar”
Erdinç / İbrahim / Ergün (Dk.53 – Yeller) / Adem / Mücahit / Gökhan / Murat

İlk dakikalara farklı bir heyecan katarak maçın “rengi”ni belirleyen forma savaşını, takımın çok renkliliğine özel bir önem verdiği DTS Spor Camiası’nca yakından bilinen Özcan Dönmez’in takımı “Tamandualar” çok kısa bir zamanda kazanarak formaları “Karıncalar”a giydirdiler. Bir adet formanın eksik olmasından dolayı altı forma giyecek olan “Karıncalar” takımında Ergün Eyüboğlu, turuncu formasının sarılardan ayrılmayacağını düşünerek sarı formayı giymedi. Özcan Beyin maçın ertesi günü yaptığı yorumdan saygı çerçevesinde araklamış olduğum yazı başlığını oluşturan felaketler zinciri de Ergün beyin bu tercihiyle başlamış oldu. İlki 1976’da çekilen korku/gerilim klasiği Omen (Kehanet) filminde çekilen fotoğraf karelerinde yer alan olaylar gerçekleşerek filmdeki karakterlere -askeriyedeki tabirle- ızdırap oluyordu. Bu maçtan çıkan ilk karede “Karıncalar”ın defansının belkemiği olan Ergün beyin sarı formayı giymemiş görünmesi, bu takımın defansının bir türlü oturamamasının kehanet fotoğrafı gibiydi. Hatta kehanetten öte, 53. dakikadan itibaren Özgün’ün “iyi de dayım?.. nerdesin dayıııı!!!” haykırışıyla birlikte, Ergün bey yenilen hatalı gollere isyan ederek yerini, birinin yerinde esmesiyle tanıdığımız Alman transfer “Yeller”e bıraktığı ortaya çıktı. Bir ara özellikle Erdinç Türker’in çabalarıyla maça denge gelmiş hatta “Karıncalar” 2 gol farkla öne geçmiş olsalar da bu takım, daha maçın başından yedikleri hatalı gollerle yeni kehanet fotoğrafları için poz vererek günün özetini çıkardılar.

“Tamandualar” maçın başından itibaren yeri geldiğinde organize ataklarla, yeri geldiğinde ileride azalıp sadece uzaktan çektikleri şutlarla maçın gidişatını belirledi. “Tamandualar”ın yaptıkları hataların kendilerine dönüşünde de şanslı olduklarını söylemek mümkündü. Bütün bunlar kontrollü oyunla da birleşince “Tamandualar” galibiyete uzanmakta zorluk çekmedi ve Özcan Dönmez, daha gençlere taş çıkartan oyununu 3te 3 yaparak süslemiş oldu. Köksal’ın form grafiğini yükselttiği gözlenirken, Cengiz Üstünel son dakikalarda artık iyice yorgun düşen “Karıncalar” defansını –isim vererek kendimi rencide etmeyeceğim- bir sağa bir sola atıp güzel gollere imza atarak eküri sistemini sorgulatan skora ulaşılmasını sağladı. Mücahit Öztürk bu sefer yenilen takımından sıyırılarak konuşulmasını sağlayan uzak mesafe golünü atamadı ve soyunma odasına, “Karıncalar”ın geri kalanı gibi boynu bükük girdi. Ali Rıza Çataldağ ise ikinci yarının ortalarından itibaren “Tamandualar”ın sağ kanadında kendini gösterdi fakat kendisini görünce gaza gelen rakip defans sayesinde yeterince etkili olamadı. Kanımca gecenin golü, Mücahit bey yerine uzak mesafe golünü kaydeden Cüneyt’ten geldi, ayrıca Özcan beyin “alt doksana” gönderdiği şutu ve Erdinç beyin pozisyona mesafem nedeniyle tam izleyemediğim herhangi bir golü kayda değer anlardı.

Eksikler tamamlanıp yeni kadrolar birbirini tanıdıkça maçlara yavaş yavaş denge geleceğine inanıyor ve hepimize bu maçlarda olduğu gibi tatlı mücadelerle dolu günler diliyorum.

Murat SABUNCU                                                                                                                        

Hiç yorum yok: