21 Ekim 2010 Perşembe

Lunaparkın Işıkları



İnsanın ruhuyla bedeninin aynı alemde olmadığı zamanlar vardır. Gözlerin, bir topun peşinde koşan on üç kişiye baktığı, ama, renkli lunapark ışıkları arasında dans eden pelerinli narin bir balerin gördüğü zamanlar da olabilir. Size baktıklarımı anlatacağım, gördüklerimi değil. Bu yüzden gereksiz yorumlarımı fazla ciddiye almayın.

Şehzat maçtan affını istemişti. Onun yokluğu gökkuşağından bir rengin eksilmesi gibiydi. Onu her zaman affedemeyiz, haberi olsun.

Maçın başında orta sahadan vurduğum sakar bir topun rakip bir arkadaşın kafasına çarpıp (yanlış hatırlamıyorsam) Gökhan’ın önüne düşmesi ve onun da becerikli bir vuruşla ağları havalandırmasıyla öne geçtik, sarı yelekleri karşı takımın giymesini sağladık. Sarı Yelekliler, kısa zamanda beraberliği yakaladılar. Maç bir süre, Çok renkli takımın öne geçmesi, ardından Sarı Yeleklilerin beraberliği bulması şeklinde geçip durdu. Bu ara Sarı Yeleklilerin öne geçtiği gören olmadı.

Maç daha çok Sarı Yeleklilerin yarı sahasında oynandı. Bunda Çok Renklilerin teknik ayaklarının (yani benden başka bütün takımın) bol paslı oyunu etkiliydi. Sarı Yelekliler, kontrataklarıyla birkaç gol buldular. Ali Rıza hızlı geri dönüşleriyle ve Metin Mert kesiciliğiyle Sarı Yeleklilere fazla fırsat tanımadı. Ayrıca, Çok Renklilerin, rakip forvetlerin sadece on dakikada bir filan hatırını  sormaya gelmesi nedeniyle oyuna soğuk kalmasına ve bu nedenle abuk goller de yemiş olmasına rağmen fena oynamayan bir kalecileri vardı. Maçın en abuk golünü şöyle anlatayım: Maçın sonlarına doğru, hala ısınamamış olmamdan dolayı, sahaya arkamı dönüp üst kale direğine tutunarak sallanıyordum,  arkamı döndüğüm zaman, sonradan Mücahit’in orta sahadan vurduğunu öğrendiğim topun, üzerime doğru gelmekte olduğunu gördüm, son anda müdahale etmeye çalıştım, ama, gole engel olamadım.

Çok Renklilerde Metin Mert, Özcan Dönmez, Özgün ve Gökhan’ın hücum organizasyonları birbirinden güzel goller üretti. Maçın akılda kalan gollerinden biri de Özcan Dönmez’in kafa golüydü. Maçın sonlarında Sarı Yeleklilerin direnci kırılınca, Çok Renkliler farklı bir galibiyete imza atmış oldu.

Maçtan kısa notlar :

Kullandığım penaltı atışını gole çevirmem geçici de olsa konsantrasyonumu biraz artırmıştı.
Murat Sabuncu, ilk kez bir maçta asist yaptığını gururla ifade etti. Ayrıca, Sabuncu’nun köşe gönderinin dibinden yaptığı orta şut karışı vuruşun yan direkten dışarı çıktı.
İlk maçını oynayan Köksal, istediği pasları alamasa da ümit vaat eden bir oyun ortaya koydu. Cengiz Üstünel, herhalde pas alabilseydi daha fazla şık gol atma imkanı bulabilirdi.
Erdinç ve Ergün’ün savunma direnci farkın daha fazla açılmasına engel oldu.
Adem’in maçın video görüntülerini çekmesi belki de yeni bir dönemin habercisiydi. Eğer görüntüleri dış pazarlara pazarlayabilirsek, bizim futbolumuz da çağ atlayabilir.

Kadrolar :

Sarı Yelekliler : 8
Cengiz Üstünel, Erdinç, Ergün, Murat Sabuncu, Köksal, Mücahit, Şükrü.

Çok Renkliler : 13
Özcan Dönmez, Metin Mert, Gökhan, Özgün, Ali Rıza, İbrahim, Stajyer Murat.

İyi oyunlar hepimize.

Futbolsuz ve sevgisiz kalmayın.

İbrahim ÇULHAOĞLU

Hiç yorum yok: