14 Ocak 2009 Çarşamba

OYUN TEORİSİ VE KARINCALAR



SAFTA TOPLANAN KARINCALAR


Bu sizlere, özellikle sosyal bilimlerde stratejik karşılaşmaları modellemeye yarayan ve matematiksel bir araç olan “Oyun Teorisi’ni” hatırlatarak yazıma başlamak istiyorum.

Oyuna katılanlardan bir tarafın kaybı, öteki tarafın kazancına eşittir. Bunun en basit örneği futboldur. “Sizin takım beş farklı galipse, öteki takım da beş farklı mağlup demektir. Lig puan cetveli tablosunda atılan ve yenen golleri toplarsanız birbirine eşit çıkarlar.” Bu çeşit oyunlar mutlak bir zafer ya da mutlak bir yenilgi yarattığı için 'oyun' kavramının özünü oluştururlar belki ama gündelik hayatta, özellikle de insan ilişkilerinde ve ekonomide bu oyunlara pek az rastlanır.


Stratejik karşılaşmalar: Oyuncuların getirileri birbirlerinin hareketlerinden karşılıklı olarak etkilendiği çekişme ya da çatışma

Statik oyunlar: Oyuncuların bir defaya mahsus olmak üzere oynadıkları oyun

Akılcılık: Her oyuncunun kendi kazancını maksimize etmeye çalışır

Akılcılığın ortak bilgi olması: Tüm oyuncular kendilerinin ve rakiplerinin akılcı olduğunu bilir, rakiplerinin de kendilerinin bu bilgiye sahip olduklarını bildiklerini bilir ve bunun gibi sonsuza giden bir mantık zincirinin var olduğu varsayar

Kusurlu bilgili oyunlar : Oyuncuların birbirlerinin strateji seçimlerini göremedikleri ve sanki aynı anda karar veriyorlarmış gibi oynadıkları oyun

Eksik bilgili :Oyunculardan bir ya da daha fazlasının diğer oyuncunun ya da oyuncuların getirilerini bilmeden oynadıkları oyun

Sıfır toplamlı oyun: Bir oyuncunun kazancının, diğer oyuncunun kaybına eşit olduğu oyun


Gittikçe gelişen, dallanıp budaklanan oyunlar teorisi, ekonomi bilimi için olduğu kadar, hukuk, politika, işletme,uluslararası ilişkiler ve hatta biyoloji gibi bilimler için de vazgeçilmez bir matematiksel araç oldu. Ekonomide, özellikle de endüstriyel organizasyon alanında teorik gelişmelere yol açtı ve yön verdi. Oyun teorisi aynı zamanda stratejik karşılaşmaların incelenmesinde standart bir dil haline geldi.


Bir kez daha hatırlatmak istiyorum, futbol basit bir oyundur. Neydi “Al Gülüm ver Gülüm”


Yukarıda size oyun teorisinden hatırlatmaya çalıştım. Futbol bu kadar karmaşık değil. Ama oyun teorisinin “Sizin takım beş farklı galipse, öteki takım da beş farklı mağlup demektir. Lig puan cetveli tablosunda atılan ve yenen golleri toplarsanız birbirine eşit çıkarlar.” Bu çeşit oyunlar mutlak bir zafer ya da mutlak bir yenilgi yarattığı için 'oyun' kavramının özünü oluştururlar belki ama gündelik hayatta, özellikle de insan ilişkilerinde ve ekonomide bu oyunlara pek az rastlanır.


Maçla ilgi değerlendirmeye öncelikle yıldız tablosu ile başlarsak;


Karıncalar;

Cengiz* Metin* İbrahim Üstad** Yaşar** Serdar** Ali Rıza***


Tamandualar;

Özcan**** İbrahim*** Murat**** Ongan*** İhsan*** Akyürek***


Kaytaranlar:

Şehzat ? Çağın ** Ömer ?


Maç öncesinde Tamandualar takımının bazı oyuncularındaki üzerindeki umutsuzluğu, “bu takıma beş fark atarız” diyerek umut ve güven aşılayan Özcan verdiği sözü tutmuş oldu. Bir ara fark dokuza kadar çıkınca Tamandualar takımının yufka yürekli gençleri karıncalara biraz tolerans göstererek onları oyunda tutmaya çalıştı.Farkın büyümesiyle zevk alamadığını ileri sürerek takımını sahandan çekmeye çalışan Özcan’ın bu tutumu da centilmenliğe yakışmamış olup bu davranışın kendisine yakışmadığını belirtmek isteriz.


Gecenin golü, Özcan’ın ortasında süzülerek kafayı vuran Murat’tan geldi.


Gecenin hayal kırıklığı için aday çoktu, ama Metin ve Cengiz sanırım bunu hak ettiler.


Gecenin bir istatistiği ve bana göre en anlamlısı da, Tamandualar takım oyuncularının hepsinin gol atması ve asist yapmasıydı. Bu durum onların takım olmalarının en belirgin özelliğiydi.


Futbolsuz ve heyecansız kalmayın.


Özcan DÖNMEZ

Hiç yorum yok: