23 Şubat 2011 Çarşamba

AYAK SESLERİ

Ilık bir Şubat akşamında ince ince yağan yağmurla beraber maça başlayan taraflar, bir birlerini üzmeden hem gollerini atarken hemde oyunu güzelleştirme çabası içinde ellerinden geleni yaptılar. Ancak bu çaba ve gayretten bi haber bazı arkadaşlar, Anadolu yollarında sanki kalkınma hamlesi başlatacakları hissiyatıyla yollarına devam ettiler. Her ne oldu ise, sanki bir vaviy almış gibi Yenibosna semalarında yankılanan seslerle irkildi maça başlayan taraflar! Dikkat kesildiler. Seslerin ne sesi olduğunu ve nereden geldiğini anlamaya çalıştılar. Bu sesler yaklaştıkça belirginleşmeye başlamıştı. Evet evet bunlar Mücahit ve Alirıza'nın ayak sesleriydi. Metrobüsten inmişler ve koşarak sahaya gelmeye çalışan iki insanın gayretiydi sanki, dışardan bakıldığında böyle anlaşılıyordu. Birde Murat Sabuncu vardı. Sorumluluk sahibi olduğu her halinden belliydi. Sorumluluk sahibi olmasa onun ayak seslerini de duyardık herhalde. İşte böyle geçti maçın neredeyse yarısı.Gelenler gidenler, girenler çıkanlar olağan hale gelmişti artık.

Gerçekten futbol oynamanın verdiği hazzın en yüksek olduğu koşullar vardı dün gece. Hava sıcaklığı, yağmur ve diğer koşullar fevkaladeydi. Ama asıl olan saha içindeki mücadeleninde dengeli ve çekişmeli olmasıydı. Maç boyunca her iki takımda güzel goller buldu, özellikle bazılarının hazırlanışı ve bitirilişi yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermiş oldu. Şu bir gerçek ki, her geçen hafta hem kondüsyon olarak  hemde oyun ve anlayışını daha ileri noktalara taşıma konusunda gelişim gösterilmesi son derece güzeldi. Belkide Cengiz ÜSTÜNEL'in, Almanya'da olması ayrı bir motivasyon olmuştur.

Karıncalar:
Metin *** Murat Ovalı *** Emre ** Nesim ** Şükrü ** Çağrı ***  Hakan *** 
Alirıza ? Murat Sabuncu ? 

Tamandualar:
Özcan *** Özgün ** Şehzat ** Köksal ** Bertan ** İbrahim ** Erdinç ** Berat ** 
Mücahit ?

Malumunuz yıldızlar ışıklarını güneşten alırlar ve bize yansıtırlar. Bazı yıldızlar o kadar uzaktırlar ki Dünyaya, biz hala onların ışıklarının bize gelmesini bekleriz. Diyelim ve konuyu "Lafın tamamı deliye söylenir." veya "Arif olan anlar" diyerek bağlayalım. Takım kadroları ve verilen yıldızlara baktığımızda fark yaratan arkadaşları biraz olsun ön plana çıkarmaya çalıştık. Her ne kadar sürçi lisan ettikse af ola.

Birde geçen hafta yaptığımız anket neticesinde elde ettiğimiz sonuçları sizlere bir kez daha aktarılım ve başarılı arkadaşları bir kez daha tebrik edelim. Özellikle en yüksek oy oranına ulaşan Murat Sabuncu'yu kutluyorum. Ayrıca, Şehzat, Özcan ve Cengiz'i de! unutmamak gerekir. Başarılarının devamını diliyorum.

Sevgisiz ve futbolsuz kalmayın.

Özcan DÖNMEZ



15 Şubat 2011 Salı

KENDİ KENDİNE ASİST YAPAN ADAM

Vazgeçmedi Cengiz Üstünel, Metin'le aynı takımda olma fantazisinden. Ne yapalım kendi düşen ağlamaz. Halbuki, ÜSTÜNEL soyadındaki anlamla bütünleşerek takım kadrolarını belirledi. Ama yetmiyor tabi isimleri bir araya getirmek. Onlara ruh katmak lazım. Paylaşmanın ne demek olduğunu ve gerekirse mental destek alarak sahaya çıkmalarının sağlanması gerek. Ancak, bazı arkadaşların sahanın ebadına takarak sahayı değiştirelim, ben sakatlandım, ben İMMİB'de top oynarım gibi mazeretler ileri sürerek kıvırmaya başladıkları müşade edilmekte.

Tamandualar:

Özcan ** Mücahit ** Şehzat *** Murat Sabuncu *** Murat Ovalı ** Emre *** Nesim ** Şükrü *** Erdinç ***

Karıncalar:

Metin ** Cengiz ** Adem ** Berat ** İbrahim ** Ergün *** Yadin ** Özgün ** Gökhan **

Oyuna golle başlayan Tamandualar, hem skor hemde oyun üstünlüğünü maçın sonuna kadar sürdürdüler. Gerçi Ergün'ün sakatlanarak oyundan çıkması Karıncaları olumsuz etkilesede, Tamandular dün akşam iyi oyunla beraber sonuca gitmeyi kafaya koymuşlardı. İyi paslaştılar, alanları iyi daralttılar ve etkili hücuma çıkarak golleri buldular. Tamanduaların duran toplardaki etkinliğide tartışılmazdı. Erdinç'in defanstaki organisazyonu, orta alanda Mücahit, Emre ve Murat Ovalı'nın etkili oyunları forvet hattını çokca pozisyona soktu. Şüphesiz dün gecenin yıldızları Şehzat SÜMER ve Murat SABUNCU'ydu. Murat ve Şehzat'ın attığı goller görülmeye değerdi. Hele ki Şehzat'ın kendi kendine yaptığı asisti unutmak mümküm değil. Murat'ın attığı golde Şehzat'ın çizgiyi geçtikten sonra dokunduğunu itiraf etmesi gecenin "Fair Play" hareketiydi. Emre kondüsyonunu arttırdığı sürece "Çapa" olarak görevini en iyi şekilde yerine getireceğinin sinyallerini verdi. Murat Ovalı'nın hem tercihlerini hemde gol vuruşlarını geliştirmesiyle, oyuna olan katkısının daha da artacağını bilmesi gerekir. Nesim'den sağbek yaratma yolunda hızla yol aldığımızı görüyoruz ama, biraz daha çabuk oynaması şartı ile. Erdinç her zaman ki formuyla beraber defansı iyi organize etmesinin yanında rakibi zaman zaman küçümsemesi biraz yadırgadık tabi. Şükrü'nün hem gol atıp hemde galip gelmesi onun mutlu olmasına yetmedi. Sanki Adem'le bir kader birliği varmışta ona ihanet etmiş gibiydi yüzündeki ifade. Mücahit ve Özcan'ın oyunları vasatı aşmadı özellikle Mücahitte bir durgunluk vardı. Belki oda biraz rakibi küçümser bir havadaydı. Özcan'ın kornerden attığı şutu çıkarmaya hazırlanan Adem'in, topun gol olmasıyla çaresizce topu kaleden çıkarması yürekleri burktu. Belki de daha önemlisi Cengiz ÜSTÜNEL'in gol sonrası yüzündeki çaresizlik maçın o anda bittiğinin göstergesiydi.

Rakip takımla ilgili hele bu oyunları ile her hangi bir eleştiri yapmanın çokta doğru olmadığını düşünüyorum. Gerçektende Ergün'ün maçın başında sakatlanarak oyun çıkması Karıncaları olumsuz etkiledi. Ama paylaşım ve mental konusunda mutlaka destek almalarını tavsiye ediyorum.

Murat SABUNCU'nun maç sonunda soyunma odasındaki sevinci görülmeye değerdi. Unutmayın, “Hayatta, dans pistindeki gibi, ancak partneriniz kadar iyi olabilirsiniz.”


Sevgisiz ve futbolsuz kalmayın.

Özcan DÖNMEZ

Not: Lütfen yan taraftaki anketleri cevaplayın !

9 Şubat 2011 Çarşamba

AMA KOPUKTU ZİNCİR…

DTS Ligine verilen kısa aradan sonra tazelenmiş kadrolarla ve yeni evimiz Çobançeşme Arena’da yapılan üçüncü maçta, nispeten ılıman bir İstanbul akşamında beraberdik. Kadrolar, bir önceki maçta sezonun başından beri taşıdığı namağlup unvanını kaybeden ve bir önceki maçın yazısında, artık klasikleşmiş olan “Tamandua” tanımını cömertçe rakip takıma atfeden Özcan Dönmez’in riski düşük sağlam takım anlayışı ve Q7 Adem ve çetesinin gaza gelerek verdiği birlik mesajları hattâ galibiyet yeminleri çerçevesinde şu şekilde oluştu:
               
Tamandualar:
Özcan / Cengiz / Erdinç / İbrahim (Dk. 23 – Platon ) Ali Rıza / Emre / Nesim / M. Ovalı / Yâdin 

Ex-Tamandualar:
Metin / Ergün / Mücahit / Adem (Dk. 5.20.36– Casper) Köksal / Şükrü / İsmail / Bertan / M. Sabuncu 

Maça Beşiktaş’ın yıldız oyuncusu Quaresma gibi hızlı başlayan bizim Q7 Adem maalesef batının kötü yanlarını da alarak Quaresma gibi erkenden sakatlandı ve sahada bir varmış bir yokmuş şeklinde devam ederek kafaları karıştırdı. Ama maça damgasını vuran asıl sakatlık, İbrahim Bey’in Mücahit’le girdiği ikili mücadele sonucunda yere düştüğünde kafasının yere çarpmasıyla yüreklerin ağza geldiği pozisyon oldu. Neyse ki benzer olaylarda tecrübeli olan Özcan Bey ve Mücahit Bey’in yerinde müdahalesi sayesinde İbrahim Bey, kenardan izleyerek devam etmek zorunda kaldığı filmde yer alan kopukluklarla bu badireyi atlattı. Bundan sonrasını, olay gecesinde Deniz Beyle birlikte maç hakkında konuşturarak bilincini açık tutmaya çalıştığımız İbrahim Bey’in ağzından aktarıyorum:

“Maçın 23. dakikasından sonrası gerçek üstü bir sahneydi benim için. Oyuncular Alice Harikalar Diyarı karakterleri gibiydi. Şık paslar ve seri çalımlarla fantastik goller gördüğümü hatırlıyorum. Mantık ve fizik kurallarına aykırı gibi görünse de varlığımın -1 yokluğumun +1 olduğunu hissettim. Ben çıkınca –eğer gerçekten çıktıysam- takımın tamamlandığını gördüm. Benim için hafızalardan silinmeyecek bir maçtı... çünkü aslında hiç kaydedilmedi!”

Maçın geneline bakılacak olursa önceki iki maçta hava şartları nedeniyle “soğuktu zincir” diye güzel görüşle yorumlanabilecek maçlar, bu maçta yerini bariz bir şekilde -başlıkta belirtildiği gibi- “kopuktu zincir”e dönüştü. Hatlar arasındaki kopukluk orta saha mücadelesinin düşük olduğu dengesiz bir maç yaşanmasına neden oldu ve - Ergün Bey’in karşı takımda olması durumu hariç- fizik üstünlüğü bulunan Tamandualar rahat bir galibiyet elde ettiler. Yenildikten sonra yazmak zordur ama son 6 maçtır hep yenilen takımda olduğum için objektif bir gözlemle Çobançeşme Arena’da oynayacağımız maçlarda ofsayt kuralı uygulanmasını ve çizgi hakemi olarak da artık sahada yenilgi faktörü olduğum bilimsel bir gerçeğe dönüştüğünden dolayı kendimi öneriyorum. 

Son olarak aramıza ilk kez katılarak verimli futboluyla göz dolduran Yâdin olmak üzere Tamanduaları ve maçta ter döken herkesi tebrik ediyor, İbrahim Bey’e büyük geçmiş olsun diyorum.

NOT: Maç sonra İbrahim Bey’e verilen berenin sahibi tespit edilememiştir. Bu yazı vesilesiyle bere sahibi arkadaşın İbrahim Bey’e ulaşmasını duyuruyoruz. Ayrıca kişisel notum olarak İbrahim Bey’in bilincini canlı tutmak için olay gecesi izlediğimiz “Kırmızı Keman” filminin +120 derece sıcaklıkta ve çocuklar başta olmak üzere bütün aile fertlerinin erişemeyeceği bir yerde muhafaza edilmesini tavsiye ederim.

Yazan: Murat SABUNCU

Sanat Danışmanı: İbrahim ÇULHAOĞLU

1 Şubat 2011 Salı

Herkes Erdi Muradına


“Herkes erdi muradına biz çıkalım kerevetine” diyerek başlayalım yazımıza. Dün akşam oynanan maç, mutlu bir sonla biten bir filimdi Şükrü, Adem, Köksal ve diğerleri için. Sanki Q7 ve çetesi ablukaya almıştı eski Tamanduaları. Metin’in sevk ve idaresinde bir sağdan bir soldan yaptıkları hücumlar genellikle golle sonuçlandı. Belkide sahada Emre, M. Topuz ve Selçuk’un ruhu vardı.

Tamandualar ise, soğukla beraber bir uyuşukluk ve vurdum duymazlık içinde dolaştı sahada. Muhtemelen üç veya dört pası bir arada yapamadılar. Birde son vuruşlardaki beceri eksikliği eklenince iş çığrından çıktı ve ezici fark kaçınılmaz hale geldi.

Oyunu bu haftada teknik olarak eleştirmeyeceğim. Ancak bu haftaki yazımızın temel amacı yine katılım ve motivasyon üzerine . Aramıza yeni katılan arkadaşların her geçen gün ilerlediğini görmek çok güzel. Ama geçen haftaki kaleme aldığım yazıyı bir defa daha okumalarını rica ediyorum.

Bu hafta kaytaran arkadaşların (Cengiz, Şehzat, Mücahit) sonuç üzerine ne kadar etki yaptıklarını bir kez daha görme fırsatı bulduk.

Dün akşamın belkide en akılda kalanı Ergün’ün performansıydı. Bu performansın inşallah sezon boyu devam etmesini diliyorum.

Tamandualar:

Metin ** Şükrü *** Adem *** Köksal *** Ergün *** Özgün ** Emre *** Alirıza ***

Karıncalar:

Özcan * Erdinç * Murat Sabuncu ** Murat Ovalı *** Nesim *** Bertan *** İbrahim ** Çağrı ***

Yenilince ancak bu kadar yazılıyor. Bir kez daha Tamanduları tebrik ediyor ve DTS futbolda dönen Bizans Oyunlarını şu deyişlerle özetlemek istiyorum.

Oyun bittiği zaman şahta piyonda aynı kutuya atılır.”

“Hayatta, dans pistindeki gibi, ancak partneriniz kadar iyi olabilirsiniz.”

“Oyunu kaybederseniz kuralı değiştirin.”

Sevgisiz ve futbolsuz kalmayın.

Özcan DÖNMEZ

Kerevet : Tahtadan basit biçimde yapılmış yüksekçe yer.