Eskisi yenisi, yaşlısı genci, koşanı koşmayanı, santraforu stoperi velhasıl kendine yer bulmak isteyen her kes oradaydı. Sanki müsamerede rol kapmaya çalışan çocukların rekabeti vardı sahada. Bazıları kendinden beklenenin üzerinde sorumluluk almaya çalışırken, bazıları da ağır abi edasıyla sahada caka satıyordu. Birde ortalamanın altına düşmeyenler vardı. Aslında onların performansları sahadaki mücadelenin sonucunu belirliyordu. Her zaman yeni başlangıçlar yeni umutların yeşermesine sebep oluyordu, ama "Eski tas eski hamam" misali hala değişmemekte direnenler de vardı sahada. Evrim* gibi, değişimde kaçınılmazdı ve benzetecektik kendimize, değişime direnenleri.
Oyun, Cengiz ÜSTÜNEL'in stratejik hamlesi ile başladı. Aslında bu bidiğimiz "Bizans Oyunu" idi. Takım tertiplerini hem kendi belirledi hemde oyuna dokuz kişi ile başlama gayretini sonuna kadar sürdürdü ve daha devre olmadan dokuzuncu kişiyi takımına dahil etti. Ne yapsa ne etsede kader ağlarını "Karıncalar" için örmeye başlamıştı bir kere. Soyunma odasının koridorlarında "Kendim etti kendim buldum gül gibi sararıp soldum eyvah eyvah" şarkısı yankılanıyordu. "Tamandualar" takım olma duygusunu sahaya yansıtarak bir kerede daha hem futbol olarak hemde skor olarak rakiplerini yendiler. Yenilmenin kronik hale gelmesini, Karıncalar takımının bazı oyuncuları, artık yapacak bir şey yok, bunun sonu mutlu olarak bitmeli düşüncesiyle olayı sosyolojik bir vakaya bağladılar. Ne diyelim hayırlısı olsun diyerek konuyu bağlayalım.
Aramıza yeni katılan arkadaşlarımıza bir kez daha işlerinin hayırlı olmasını diliyor, onlara ve futbolun temel mantığını unutan arkadaşlara klasik hatırlatmamızı yaparak işin teknik tarafını ileriki haftalara bırakıyorum.
Arkadaşlar, "futbol son derece basit bir oyundur. “Al Gülüm Ver Gülüm” veya biraz daha teknik bir ifadeyle “en kısa yoldan en boş olan arkadaşına en iyi pası verme” " diye özetleyebiliriz.
Bir diğer husus ise; Bazı işler vardır, devamlı kendisini tekrarlar. Her gün, bir öncekinin aynısıdır. Aslında bu bir doğa döngüsüdür bildiğiniz gibi, "Aynı şartlar altında aynı şeyler yapılırsa, aynı sonuçlar alınır. Eğer bir gün gelirde, aynı şeyler yapıldığı halde aynı sonuçlar elde edilmezse mutlaka şartlar değişmiş olmalıdır.” O zaman, mantığınızın hemen harekete geçip şunu sorması gerekir: "Ne değişti ki ?"
Herkesin kulağına küpe olması dile ile …
Hava koşullarının zor olmasına rağmen oyuna katkı yapan arkadaşlara bir kere daha teşekkür ediyor, yeni saha ve koşullara uyum sürecinin sonunda teknik eleştirilere başlanacağının bilinmesi dileği ile...
Tamandualar:
Özcan *** Erdinç *** Mücahit ** Adem ** Şükrü ** Bertan *** Şehzat ** Ergün ** Emre ***
Karıncalar:
Metin ** Cengiz ** Köksal ** İbrahim ** Bertan *** Alirıza ** Murat ** Murat Ovalı *** Nesim ***
Futbolsuz ve sevgisiz kalmayın.
Özcan DÖNMEZ
*canlı cansız herşeyin çevre koşulları ile zamanla değişikliğe uğraması
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder