3 Kasım 2010 Çarşamba

Total mi Topal mı ?


1970’lerde Hollanda’nın ortaya çıkardığı “total futbol” Barcelona sayesinde günümüz futboluna yön veren bir hale geldi. Bu akımdan etkilenen Karıncalar oyun kurucuları Metin MERT’in önderliğinde takım olarak garanti ve ayağa pas anlayışıyla sahaya çıktılar. İlk dakikalardaki başa baş mücadelenin sonunda yeni transferlerden Cüneytin attığı golle forma savaşını kazanan Karıncalar oldu. Tamandualar formaları giyerken Şehzat SÜMER’in “Giyin bakalım şans getirir belki” dilekleri kaçınılmaz sonun habercisi gibiydi. “Al gülüm ver gülüm” felsefesini sözde değil özde benimseyen Karıncalar yaptıkları güzel paslaşmalarla maç için iddialı olduklarını gösterdiler. Burada oynamaktan çok takımdaki herkesin oyuna katılmasını ve maçtan zevk almasını sağlayan Metin MERT’in de etkisi büyüktü. İlk yarının sonlarına doğru Tamandualardan Özcan DÖNMEZ, Erdinç TÜRKER ve Mücahit ÖZTÜRK’ün oyuna ağırlıklarını koymalarıyla fark açılmaya başladı.  Karıncalarda ise kaleci değişiklikleri sonucu bozulan defans kurgusu ile birlikte takım disiplininden kopmalar baş gösterdi. Farkı azaltma yönündeki uğraşları sürerken Özcan DÖNMEZ’in kornerden doksana göndererek attığı gol moral olarak Karıncaları bitirdi.  Total futbolun hem hücum hem de savunmada takım halinde hareket edilmesi gibi iki önemli ayağının olduğunu unutan ve ikinci yarıdan sonra savunma anlayışını kaybeden Karıncalar “total futboldan” “topal futbola” dönmüş oldu. Sonuç olarak maçın başından sonuna kadar oyun disiplininden kopmayan Tamandualar haklı bir galibiyet aldı. Oynanan güzel futbol ve başa baş mücadele maç sonunda yenen baklavayla kutlandı.

Tamandualar;
Özcan/ Erdinç / Ergün / İbrahim / Murat / Mücahit / Gökhan
Karıncalar;
Cengiz / Metin / Şehzat / Ali Rıza / Özgün / Şükrü / Cüneyt

Maçtan kısa notlar:

Murat SABUNCU’nun kaledeyken yaptığı kurtarışlar büyük beğeni topladı. “Artık öyle goller yemek yok” diyen SABUNCU bu konudaki kararlılığını da ortaya koymuş oldu.
Mücahit ÖZTÜRK’ün çektiği şutu engellemeye çalışırken kendi kalesine gol atan Ali Rıza ÇATALDAĞ, yoğun uğraşlarına rağmen kendisini Şehzat SÜMER’e affettiremedi.
Geçen haftalarda Cengiz ÜSTÜNEL’i durduramayan Tamanduaların bu haftaki başarılı defans anlayışı maçın galibini belirledi.
Mücahit ÖZTÜRK’ün takımını ileri taşıyan üst düzey futbolu maçın ortalarında kendisini taklalarla yere atmasının gölgesinde kaldı.

Ali Rıza ÇATALDAĞ


1 Kasım 2010 Pazartesi

OMEN DiYEYİM...



2010-2011 sezonuna kadro sıkıntısıyla başlayan DTS liginin 3. haftasında, maçın kaderini değiştirebilecek iki isim olan Metin Mert ve Şehzat Sümer’in yokluğunda kurulmak zorunda kalan takım kadroları bir iki son dakika değişikliğinden sonra şöyle şekillendi:

 “Tamandualar”
Özcan / Cengiz / Ali Rıza / Şükrü / Köksal / Cüneyt / Özgün
“Karıncalar”
Erdinç / İbrahim / Ergün (Dk.53 – Yeller) / Adem / Mücahit / Gökhan / Murat

İlk dakikalara farklı bir heyecan katarak maçın “rengi”ni belirleyen forma savaşını, takımın çok renkliliğine özel bir önem verdiği DTS Spor Camiası’nca yakından bilinen Özcan Dönmez’in takımı “Tamandualar” çok kısa bir zamanda kazanarak formaları “Karıncalar”a giydirdiler. Bir adet formanın eksik olmasından dolayı altı forma giyecek olan “Karıncalar” takımında Ergün Eyüboğlu, turuncu formasının sarılardan ayrılmayacağını düşünerek sarı formayı giymedi. Özcan Beyin maçın ertesi günü yaptığı yorumdan saygı çerçevesinde araklamış olduğum yazı başlığını oluşturan felaketler zinciri de Ergün beyin bu tercihiyle başlamış oldu. İlki 1976’da çekilen korku/gerilim klasiği Omen (Kehanet) filminde çekilen fotoğraf karelerinde yer alan olaylar gerçekleşerek filmdeki karakterlere -askeriyedeki tabirle- ızdırap oluyordu. Bu maçtan çıkan ilk karede “Karıncalar”ın defansının belkemiği olan Ergün beyin sarı formayı giymemiş görünmesi, bu takımın defansının bir türlü oturamamasının kehanet fotoğrafı gibiydi. Hatta kehanetten öte, 53. dakikadan itibaren Özgün’ün “iyi de dayım?.. nerdesin dayıııı!!!” haykırışıyla birlikte, Ergün bey yenilen hatalı gollere isyan ederek yerini, birinin yerinde esmesiyle tanıdığımız Alman transfer “Yeller”e bıraktığı ortaya çıktı. Bir ara özellikle Erdinç Türker’in çabalarıyla maça denge gelmiş hatta “Karıncalar” 2 gol farkla öne geçmiş olsalar da bu takım, daha maçın başından yedikleri hatalı gollerle yeni kehanet fotoğrafları için poz vererek günün özetini çıkardılar.

“Tamandualar” maçın başından itibaren yeri geldiğinde organize ataklarla, yeri geldiğinde ileride azalıp sadece uzaktan çektikleri şutlarla maçın gidişatını belirledi. “Tamandualar”ın yaptıkları hataların kendilerine dönüşünde de şanslı olduklarını söylemek mümkündü. Bütün bunlar kontrollü oyunla da birleşince “Tamandualar” galibiyete uzanmakta zorluk çekmedi ve Özcan Dönmez, daha gençlere taş çıkartan oyununu 3te 3 yaparak süslemiş oldu. Köksal’ın form grafiğini yükselttiği gözlenirken, Cengiz Üstünel son dakikalarda artık iyice yorgun düşen “Karıncalar” defansını –isim vererek kendimi rencide etmeyeceğim- bir sağa bir sola atıp güzel gollere imza atarak eküri sistemini sorgulatan skora ulaşılmasını sağladı. Mücahit Öztürk bu sefer yenilen takımından sıyırılarak konuşulmasını sağlayan uzak mesafe golünü atamadı ve soyunma odasına, “Karıncalar”ın geri kalanı gibi boynu bükük girdi. Ali Rıza Çataldağ ise ikinci yarının ortalarından itibaren “Tamandualar”ın sağ kanadında kendini gösterdi fakat kendisini görünce gaza gelen rakip defans sayesinde yeterince etkili olamadı. Kanımca gecenin golü, Mücahit bey yerine uzak mesafe golünü kaydeden Cüneyt’ten geldi, ayrıca Özcan beyin “alt doksana” gönderdiği şutu ve Erdinç beyin pozisyona mesafem nedeniyle tam izleyemediğim herhangi bir golü kayda değer anlardı.

Eksikler tamamlanıp yeni kadrolar birbirini tanıdıkça maçlara yavaş yavaş denge geleceğine inanıyor ve hepimize bu maçlarda olduğu gibi tatlı mücadelerle dolu günler diliyorum.

Murat SABUNCU