Sezon sonu yaklaştıkça bazı arkadaşlarımızda bir yılgınlık bir aymazlık bir sorumsuzluk başladı sanki. Belki bana öyle geliyorda olabilir. Ama sezon sonlarına doğru birazda normal karşılamak gerekir. Futbol oynarken kötü oynayabilirsin ama kötü koşamazsın. Sahaya çıktığın zaman sonuna kadar mücadele etmezsen kazanamazsın. Bu kazanmayı skor olarak algılamamak gerekir. Kazanmak sahada verilen mücadele ile mümkün olmaktadır.
İki yılın sonuna geldiğimizde bir hayli yol aldığımızın farkına varmış olmalısınız. Artık koşarken sakatlanan arkadaşımız yok aramızda. Futbol ne kadar takım oyunu olsada, kaytaran arkadaşlar hemen gözümüze batıyor. Bunların yanında oyun anlayışını bir üst seviyeye çıkaran arkadaşlarımızıda ihmal edemeyiz. Aramızda son derece iyi niyetli ve amatör ruha sahip arkadaşlar da her zaman olacaklar. Biz kendine has bir futbol takımıyız ve farklı özelliklere sahip arkadaşlar ile ortak paydada buluşmuşuz. Tıpkı "Ulus Devlet" gibi. diyelim ve konuyu bağlayalım.
Dün akşam Tamandualar iyi mücadele ederek haklı bir galibiyet aldılar. Karıncalar ellerindeki kadronun kadir kıymetini bilemediler ve boynu bükük olarak sahandan ayrılmak zorunda kaldılar.
Tamandualar:
Özcan *** Cengiz **** Murat *** Ergün *** Alirıza **** Murat Üstad*** İbrahim ***
Karıncalar
Erdinç ** Metin ** Kürşad ** Şükrü *** Şehzat *** Alirıza Üstad *** Özgün **
Maçın gidişatını belirleyen iki adam vardı sahada biri Cengiz ÜSTÜNEL biride Alirıza KAR'dı. İkiside kendi performanslarının üstüne çıkarak dört yıldızlık oyun oynadılar gerçi biraz daha paylaşımcı olabilseler takımları adına daha anlamlı katkı yapabilirlerdi. Tamanduaların dün akşam mücadele etmeyen adamı yoktu. Özcan asistlariyle ön plana çıktı. Yorulana kadar iyi mücadele etti. Ergün, İbrahim, Murat ve Murat Üstad ortalamanın altına düşmediler. Murat üstüne gelen her şuttan sonra sanatı ve sanatçıyı koruma güdüsüyle endişelerimiz oluşsada, neyseki maçı kazasız ve belasız bir şekilde bitirdik.
Karıncalarda ise, Erdinç, Metin ve Özgün ortalamanın altında oynadılar. Dolayısıylada bizden ancak birbuçuktan iki yıldız alabildiler onuda kanaat kullanarak ikiye tamamladık. Şükrü, Alirıza Üstad ve Şehzat ortalama bir oyunla bizden üç yıldızı kanaat kullanmadan aldılar. Karıncalarda beni biraz hayal kırıklığına uğratan Kürşad oldu. Pozisyon almada ve zamanlama konusunda hata yapınca yıldız sayısı ikide kaldı.
Dün akşam çok güzel gollerle beraber çok komik (acı) gollerde oldu. Alirıza Üstad halı sahada kafayla gol atan oyuncular arasına kendini yazdırdı. Buradan konuyu nasıl bağlayayım diye düşünürken "Hoca sorar futbolcusuna, Neden kendi kalene gol attın? Oyuncu cevap verdi. Lanet olası kalelerin hepsi birbirine o kadar çok benziyor ki!.. " diyelim ve konuyu bağlayalım.
İkisinde de pozisyon zenginliği esastır.
İkisinde de çamurlu ortam sevilmez.
İkisinde de motivasyon neticeyi etkiler. İkisinde de çamurlu ortam sevilmez.
İkisinde de çocuklar problem olur.
İkisi de şifreli kanaldan yayınlanır.
İkisini de duş paklar.
İkisinin de magandası çekilmez.
İkisinde de ofsayta düşülür.
İkisinde de 'ilk kez milli' olunur.
İkisinde de frikik vardır.
İkisinin icrası için de tesis gereklidir.
İkisi de nadiren ertelenir.
İkisinin de profesyoneli köşe olur!
İkisinde de belli bir yaştan sonra jubile gereklidir.
İkisi de ısınma hareketleri gerektirir.
İkisinin de paralı yapılanında menajerlik sistemi vardır.
İkisinde de sakatlık riski vardır.
İkisinde de arkadan müdahele ceza gerektirir.
İkisinde de deplasman korkusu yaşanır.
Tek bir farkla, futbolda elle oynamak yasaktır, diğerinde serbest.
Yukarıdaki ip uçlarını değerlendirerek Futbolun neye benzediğini bulabilirmisiniz?
Futbolsuz ve sevgisiz kalmayın.
Özcan DÖNMEZ
1 yorum:
Takım arkadaşları arasında "al gülüm ver gülüm" olayı benimsenince maç herkes için zevkli oluyor. Bu nedenle bu maç benim içinde heyecanlı ve zevkliydi. Bütün takım arkadaşlarıma teşekkürler. Gelecek maçlarda da aynı zevki paylaşmak dileğiyle.
Ali Rıza ÇATALDAĞ
Yorum Gönder