17 Şubat 2010 Çarşamba

DENİZ VE ŞÜREKASI


Nereden başlasam bilemiyorum. Ergün'ün saplantı haline gelen kadro fantazisimi, Deniz'i ulvi bir amaç için serberst bırakmamamız mı? yoksa Cengiz'in son dakikada sahada yaptığı kadro değişikliği mi? Belkide geceye damgasını vuran Cengiz'in arabasının camının kırılarak çantası ve cüzdanının çalınmasıydı.

Öncelikle futbolun temel felsefesinin ne olduğunu bir kez daha hatırlatarak başlamak istiyorum.Arkadaşlar, futbol son derece basit bir oyundur. “Al Gülüm Ver Gülüm” veya biraz daha teknik bir ifadeyle “en kısa yoldan en boş olan arkadaşına pas verme” diye özetleyebiliriz. Herkesin kulağına küpe olması dile ile …

Ey karıncalar, Yediler, Jediler veya Yedi uyurlar, kulağınızı açıp ne olur dinleyin, beni bir daha yazmak zorunda bırakmayın. "Bazı işler vardır, devamlı kendisini tekrarlar  Her gün, bir öncekinin aynısıdır. Aslında bu bir doğa döngüsüdür bildiğiniz gibi, Aynı şartlar altında aynı şeyler yapılırsa, aynı sonuçlar alınır. Eğer bir gün gelirde, aynı şeyler yapıldığı halde aynı sonuçlar elde edilmezse mutlaka şartlar değişmiş olmalıdır.” O zaman, mantığınızın hemen harekete geçip şunu sorması gerekir: "Ne değişti ki ?

Pazartesi günü başlayan kadro fantazisindeki ısrar aşağıdaki gibi şekillenince, karıncalar takımının bazı oyuncuları "nihayet bu iş tamam" veya "boylarının ölçüsünü aldılar" gibi edayla iki gün dolaşsalarda, boylarının ölçüsünü aldılar. Ama hala bunu bir futbol şansı olduğu düşünen arkadaşlarda vardı. 

Tamandualar: 6

Özcan *** Murat Üstad *** Şehzat *** Alirıza *** Murat Sabuncu *** Metin *** İbrahim ***

Karıncalar: 4

Erdinç ** Kürşad ** Özgün ** Ergun ** Cengiz * Mücahit * Alirıza Üstad **

Cengiz'in son hamlesi olan Murat Sabuncu - Özgün değişikliği karıncalar takımının galip gelmesine yetmedi. Karıncalar bir şeyi unutuyorlardı. Mücadele, organisazyon ve strateji yönünden yeteri kadar ön plana çıkamadılar. Halbuki Tamandular "hadlerini bilerek" oynadılar. Neticede haklı bir galbiyet aldılar. Bu gün oyuncular üzerinde fazla durmadan genel bir değerlendirme yapmak istiyorum. Karıncalar sahada için organizasyonu beceremedikleri için, bireysel olarak netice almaya çalıştılar. Tabiki bunun başarılı olma şansı çok azdı. Onlar "hadlerini bilme" konusunda yeteri kadar gerçekci davranmadılar. Ayrıca mücadele yönünden de Tamandualara ayak uyduramayınca kaçınılmaz son vuku bulmuş oldu.

Takımlar sahada bu mücadeleyi yaparken affını isteyen Deniz, yanına Emine, Yıldız ve  bir zamanlar Denetmen Sultan'ıda alarak Asmalı Mescid "Pi Kafede" derin bir muhabbedi yiyerek ve içerek süslüyorlardı. Revamıydı bu. "Giden var, gidemeyen var, içen var, içemeyen var."

Şehzat ve Murat Sabuncu'ya bir parantez açmak istiyorum. Birinin kaledeki performansı, birininde solbekdeki performansı inanılmaz derecede rakip lehineydi. Bu arkadaşlara rağmen galip gelmekte ayrıca bizim galibiyetimizi daha anlamlı hale getirdi. Ama Şehzat'ın oyunun diğer bölümlerine yaptığı katkı üç yıldızlıktı ve bunuda belirtmek gerekir. Murat'ın top yuvarlama konusunda biraz yol almasının artık zamanı geldide geçiyor.


Özcan, Metin ve Murat Üstad ortalama performans sergileyip iyi mücadele ettiler. Şutları kötü ve bazende fantazi ppeşinde koştular. Alirıza dün gece daha bağımsız ve baskı altında olmadan oynadı.Ama hala son vuruş ve tercihlerinde daha seçici ve yaratıcı olmalı.


Özgüveni yerine gelmiş bulunan İbrahim son derece başarılı bir oyun çıkardı. Yaptığı kritik müdahaleler oyun gidişatını etkileyek müdahalelerdi. Bravo İbrahim.


Rakip takımı dün gece için bireysel değil ama takım olarak eleştireceğim. Mücadele, organisazyon ve strateji eksikliği çok barizdi. Yeteri kadar tehlikeli pozisyon üretmediler. Çakma Fener Bahçe misali çok pas yaptılar. Enteresan olan şey çokta çalım yapma girişimleriydi. Top kayıplarında tavan yaptılar. Sahayı paylaşma konusunda sorunları vardı. Eğer yeteri kadar koşmuş olsalardı bu sorun ortaya çıkmayacaktı. Belki acı ama gerçek olan "creative" oyuncu bulunmamasıydı.


Tam bu sıralarda mekan değiştiren deniz ve şürekası melekler kahvesinde kahvelerini yudumlarken, Cengiz kardeşimizi yalnız bırakmayanlar Karakol önünde hayat üzerine konuşmaya başlamışlardı.

Gecenin değerlendirmesini bireysel anlamda yapmak amacıyla yine anketlerimizi sizlerin oylarına sunarak, daha katılımcı bir netice almayı hedeflemekteyiz. Lütfen anketlerimize oy verin diyerek konuyu bağlamak istiyorum.


Cengiz kardeşimize geçmiş olsun diyor ve hem hırsızlık olayını hem de dün geceki kadro fantazi denmelerini "bir nusubet bin nasihattan iyidir" diyerek bağlamak istiyorum.


Futbolsuz ve sevgisiz kalmayın.


Özcan DÖNMEZ

3 yorum:

Erdinç Türker dedi ki...

www.dtsfutbolmania.blogspot.com DTS camiasına hayırlı olsun

Adsız dedi ki...

www.dtsfutbolmania.blogspot.com DTS camiasına hayırlı olsun

saybar dedi ki...

Deniz'in şürekasının bir parçası olarak; öncelikle maçtan kendisini azleden Özcan Bey'e, sonra beni İstanbul'da yalnız bırakmayıp birlikte çok güzel bir akşam geçirdiğimiz Emine Ablam (ki o bir melek, kesinlikle melek), Yıldız (adı gibi ışıl ışıl) ve devremin İstanbul'da kalan son parçası tanıdığım en orjinal insan, gönlü geniş Deniz'e çok teşekkür ediyorum. Deniz'e bundan sonraki maçlarda başarılar diliyorum, kendisi bizim devre için çok kıymetli olduğundan sakatlanmamasına bilhassa dikkat edilmesi bizi mutlu eder. Cengiz Bey'e de geçmiş olsun diyorum. Cana gelen mala gelsin demekten başka elimden birşey gelmiyor.
Mersin'den saygılar ve sevgiler.
Eski DTS'li Sultan Aybar